Kalp krizi anında kalbin elektriksel aktivitesini sağlayan sinoatriyal düğümdeki hücreler ,kontrolsüz olarak uyaran vermektedir. Bu kontrolsüz uyaranlar atriyoventriküler düğümde bloke edilmekte, ancak bir kısmı ventriküllere ulaşarak, ventriküllerin titreme şeklinde kasılmasına sebep olmaktadır. Bazı durumlarda ise kalpteki sinoatriyal düğümden aşırı güçlü uyaranlar verilmekte ve atriyoventriküler düğüm tarafından belirli bir süre, kalbin ritmik hareketini sağlamak için bloklanması gereken uyaranlar, uyaranların güçlü olması sebebiyle bloklanamamakta ve kalpte hem atrium hemde ventriküler kasılmalar aynı anda olmaktadır. Bunun sonucunda kalpte kan dolamamakta ve kan dolaşımı bozulmaktadır. Atriyal fibrilasyon yada ventriküler fibrilasyon olarak tanımlanan kalp rahastzılıklarının ani olarak gelişmesi sonucunda kalp krizi başlar. Elektriksel aktivite düzene girinceye kadar devam eder. Ayrıca kalbe giden koroner damarların kısmi darlıkları yada tamamen tıkanması da kalp krizine neden olabilmektedir. Darlıkların kalp krizine neden olabilmesi için %30-%50 arasında bir darlık yeterlidir. Müdahale edilmezse 30 dakikadan sonra vücut içerisinde kalıcı hasar oluşur. Kalp krizinin geliştiği ilk andan itibaren kalp dokusunda hasar oluşmaya başlar. Bu hasarlar erken müdahale edilmesi durumunda kalıcı değildir. Ancak kalp krizi süresinin 2-3 saat kadar sürmesi durumunda, müdahale edilmemesi sonucunda geri dönüşsüz hasar oluşmaya başlar.
Kalbin içerisinde sinirsel aktivitelerde bozulmalar yaşanırken, dışarda bireyde çeşitli belirtiler göstermektedir. Çoğunlukla şiddetli göğüs ağrısı ve sol kolda uyuşma ve ağrı ile başlayan kalp krizi belirtileri, devamında soğuk terleme ve cilt yüzeyindeki solgunlukla kendini göstermektedir. Kalp krizinin elektiriksel aktivitesinin şiddetine ve durumun ağırlığına bağlı olarak dolaşımsal bozukluklar nedeniyle vücut ısı dengesi bozulmakta ve cilt soğuk duruma gelmektedir. göğüs ağrısı ve sıkıntı hissine bağlı olarak, fenalaşma ve baygınlık durumları gerçekleşmektedir.
